![]() |
Margaret Thatcher |
THATCHERİZM
O dönemde Britanya büyük ekonomik ve sosyal çalkantı içindeydi. Grevler, protestolar hayatı felce uğratıyordu. Üretim düşüyor, enflasyon tırmanıyordu. O zaman da Muhafazakâr Parti’nin sağ kanadında yer alan Thatcher, işe sendikaların belini kırmak, kamu harcamalarını kısmak ve devlete ait büyük şirketleri özelleştirmekle başladı.Başta bu şok etkisi yaptı, yadırgandı, sıkıntı yarattı. Ancak zamanla ekonomide bir canlanma görüldü. Girişimcilik eski ataletin yerini aldı. Ancak çok geçmeden bunun da ağır faturası çıktı. Zenginler daha zenginleşirken, fakir daha fakirleşti. Başarılı görünen yeni monetarist sistemin yan etkileri Thatcher’i zor durumda bıraktı. “Kelle vergisi” koyma kararına partisinin ve kabinesinin tepkisi sert oldu. Ve sonuçta “Demir Lady” iktidarı bırakmak zorunda kaldı.
![]() |
punk ve futbol |
Thatcherizm’in 80’li yıllarda Türkiye gibi sağ muhafazakar ülkelerde de rol modeli olacak çerçevesi enflasyonla mücadele, özelleştirme, işçi haklarının kısıtlanması, sosyal devleti küçültme, ulusal gururu yüceltecek ve milliyetçi hezeyanı besleyecek örnek olaylar yaratma taktikleri (İngiltere’nin Falkland Adaları, Türkiye’nin yıllarca süren Yunanistan ile Ege Denizi sürtüşmeleri ), popülizm ve azınlıkların hiç sayılıp tüketimi artacak, tek tip düşünecek büyük insan yığınlarına katılmaları şeklinde özetlenebilir.
![]() |
Thatcherizm |
Hatta Sex Pistols elemanı Johnny Lydon, Thatcher’ın ülkede yarattığı şok etkisine gönderme yaparak kendisini “ilk punk başbakan” diye nitelemişti. Britanya’da çiğ punk, daha sofistike ve elit bir müzikaliteye işaret eden post-punk’a evrilirken geriye milliyetçi Morrisey’den anarko punk Crass’a kadar geniş bir Anti-Thatcher şarkıları listesi kaldı.
Thatcherizm’in tribün kültürüne düşmanlığı
![]() |
İngiliz Holiganizm |
Britanya’da Muhafazakar Parti iktidara geldiğinde halkın büyük çoğunluğu, tarihte her zaman olduğu gibi, futbol taraftarlarını vandal ve holigan olarak görmekteydi. Gerçekten de, casual, no style (sivil) maçlara giden taraftarlar hariç, işsiz kesimin önemli bir kısmı da sadece hafta sonu kavgaları için statlara doluyordu ve holiganizm ile taraftarlık alt kültürü arasındaki çizgi şeffaflaşmıştı.
Millwall taraftarları tüm şehri içine alan bir dizi isyan çıkardıktan sonra Thatcher, bu alandaki halk desteğini ve taraftarların birer “terörist” olduğu söylemini kullanıp sert polisiye tedbirler, ağır cezalar getirir. Bahsi geçen yasalar 1990 yılına dek keskin şekilde uygulamaya konur. 15 Nisan 1989 Hillsborough faciasında tribünlerde 96 kişinin hayatını kaybetmesiyle, sert yasal tedbirler yerini stadyumlarda ve futbol izleme şartlarında düzenlemelere yönelen çalışmalara bırakır. Tarafsız kaynaklarca ilerleyen yıllarda açıklanan raporlar, faciada örgütlü futbol taraftarlarının payı olmadığını, polisin kitleleri yönlendirmesindeki hatalarına ve sağlık ekiplerinin müdahalede geç kalmasının altını çizer.
Margaret Thatcher, tribün kültürlerini ve futbolunu da endüstriyel birer metaya çevirme konusunda dünyaya örnek olmuştur. Bugün modern statlarda ve televizyonlarda, bilet fiyatlarının GSMH oranları dikkate alındığında gelinen nokta kimilerine göre zafer, kimilerine göre düşündürücüdür.